SON DAKİKA Süreç Komisyonu’nun 5. toplantısı yapıldı Detaylar…



TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu 5. toplantısı tamamlandı. Toplantı 4 buçuk saat sürdü.

TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, 27 Ağustos’ta TBMM Başkanlarını, 28 Ağustos’ta da TBB ve hukukçuları dinleyecek.

TBMM’nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamaya göre; TBMM Başkan Numan Kurtulmuş toplantının açılışında, 40 yılı aşkın bir süredir yaşanan acıların herkesin ortak acısı olduğunu belirterek, bu acıların bir daha yaşanmaması için siyaset kurumunun kardeşlik ve demokrasi içerisinde hareket ederek, gerekli tedbirleri alması gerektiğinin altını çizdi.

TBMM Başkanı Kurtulmuş, Terörsüz Türkiye sürecini 86 milyonun ortak faydasına olacak şekilde bir an evvel sonuçlandırmak için çalışanlar ve bunun için gayret sarf edenler olduğu gibi, bu süreci zehirlemek isteyen sayıca çok az bazı grupların da bulunduğuna dikkati çekti.

Komisyon çalışmalarını sekteye uğratabilecek çabalara karşı komisyondaki 51 üyenin ortak bir kararlılık içerisinde olduğunu ifade eden Kurtulmuş, Komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış, Komisyonun kurulmasından önceki süreçlerde dahi gündeme gelmemiş, toplantıların hiçbir anında Komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış sözleri hem de gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymanın en hafif tabiriyle açık bir provokatörlük olduğunu vurguladı.

TBMM Tören Salonu’nda yapılan Komisyon toplantısında Cumartesi Anneleri ve Barış Anneleri ile İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği, Tahir Elçi İnsan Hakları Vakfı, İnsan Hak ve Hürriyetleri ve İnsani Yardım Vakfı temsilcileri dinlendi.

Komisyon, 6. toplantısını 27 Ağustos’ta saat 11.00’de gerçekleştirecek.

Bu toplantıda, önceki dönem Meclis Başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan, Mehmet Ali Şahin, Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım, Mustafa Şentop’un sürece ilişkin görüş, öneri ve değerlendirmeleri alınacak.

28 Ağustos Perşembe günü saat 14.00’te gerçekleşecek 7. toplantıda ise Türkiye Barolar Birliği dinlenecek.

TBMM Tören Salonu’ndaki toplantıda, “Cumartesi Anneleri” ve “Barış Anneleri” hazır bulundu.

“BU SÜRECİ ZEHİRLEMEK İSTEYEN BAZI GRUPLARIN VARLIĞINI BİLİYORUZ”

Kurtulmuş, toplantının açış konuşmasında, komisyonunun ilk 3 toplantısında çalışma düzeninin tesis edildiğini, dün gerçekleştirilen toplantıda ise toplumun farklı kesimlerini dinlemeye başladıklarını söyledi.

Dün şehit ailelerini, gazileri ve “Diyarbakır Anneleri”ni dinlediklerini aktaran Kurtulmuş, bugün ise “Cumartesi Anneleri”ni ve “Barış Anneleri”ni dinleyeceklerini söyledi.

Türkiye’de, 40 yılı aşkın süredir devam eden süreçte, yaşanılan acıların herkesin ortak acısı olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

“Bu acıları yarıştırmak, bu acıları birini diğerinin önüne geçirmek gibi herhangi bir tavır içerisinde olmamak gerektiği kanaatindeyim. Esas mesele, geçmişte yaşadıklarımızı karıştırmak, kurcalamak ve bunlar üzerinden yeni tartışmalar ortaya koymak değil, tam tersine geçmişte yaşadıklarımızı bir daha yaşamamak üzere siyaset kurumu olarak tedbirlerimizi almak ve yolumuza esenlik içerisinde, huzur içerisinde, komisyonumuzun adında da yer aldığı gibi, kardeşlik içerisinde ve demokrasi içerisinde yürümektir. Amacımız, bütün bu görüşmelerle birlikte geçmişin tartışmalarını tekrar etmek değildir. Ortak geleceği kurabilmek için kararlılığımızı arttırmaktır.”

Sürecin 86 milyonun ortak faydasına olacak şekilde bir an evvel bitirilmesini isteyen, samimiyetle, iyi niyetle bir araya gelen, çözüm üretmek için gayret sarf edenler olduğu gibi sayıca az olsa da süreci zehirlemek isteyenlerin de olduğunu belirten Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bunu dün uyarı olarak ortaya koymuştuk. Ne yazık ki bir, iki gelişme bu uyarımızda ne kadar hakkı olduğumuzu ortaya koydu. Bu komisyonda hiçbir şekilde konuşulmamış, komisyonun kurulmasından önceki süreçlerde dahi gündeme gelmemiş, komisyonun hiçbir anında komisyon üyeleri tarafından paylaşılmamış bazı konuları hem de gizli oturumlarda konuşulmuş gibi ortaya koymak en hafif tabiriyle açık bir provokatörlüktür. Bu tür provokasyon içerisinde olacak çevrelere karşı da komisyondaki 51 üyemizin hepsi ortak bir kararlılık içerisindedir. Müsaadenizle bu kararlılığımızı sizlerin adına buradan bir kere daha ifade etmek istiyorum. Mesele, bu milletin bir daha yaşadığı bu acıları yaşamayacak bir şekilde, barış içerisinde, huzur içerisinde, yüksek demokrasi standartları içerisinde adaletle yarınlara taşımaktır. Bunun için de bu komisyon üzerine düşen bütün sorumlulukları yerine getirmektedir. Türkiye’de 11 siyasi partiyi temsil eden, 51 kişiden oluşan bu komisyon şimdiye kadarki süreçte büyük bir olgunluk içerisinde, herkes farklı fikirlerini çok net bir şekilde söyleyerek ama sonuçta hepimiz ortak hedefe hizmet ederek yani barışa, esenliğe, huzura hizmet ederek komisyon çalışmalarını bugüne kadar getirdik. En kısa zamanda tamamlayarak da millete karşı olan ödevimizi başarıyla yerine getirmeyi ümit ve temenni ediyorum.”

Kurtulmuş’un konuşmasının ardından “Cumartesi Anneleri” ve “Barış Anneleri” söz aldı. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun toplantısında, “Cumartesi Anneleri” ve “Barış Anneleri” talep ve görüşlerini dile getirdi.

Cumartesi Anneleri’nden İkbal Eren Yarıcı, toplantıda ağabeyi Hayrettin Eren için konuştu.

Yarıcı, yaşam hakkı elinden alınan ağabeyi Eren ve tüm gözaltında kaybedilenler için adaletin sağlanması ve akıbetlerinin açıklanmasının sağlanması için komisyon toplantısına katıldığını söyledi.

Ağabeyi Eren’in 21 Kasım 1980 tarihinde arkadaşı ile buluşmak için Saraçhane’ye gittiğinde polis tarafından gözaltına alındığını ve ona ulaşamadıklarını belirten Yarıcı, ağabeyini bulmak için birçok yere başvurduklarını, ulaşamayınca mücadelelerini basın açıklamalarıyla Galatasaray Meydanı’nda sürdürdüklerini ifade etti.

Yarıcı, şöyle konuştu:

“Komisyon olarak Cumartesi Anneleri ile görüşme isteğinde bulunmanızı hem biz kayıp yakınları hem de ülke demokrasisi açısından önemli bir adım olduğunu düşünüyorum. Bu komisyonun çözüm odaklı ve samimi olduğuna inanmak istiyorum. Şayet, hep birlikte gerçekten demokratik bir ülkede yaşamak istiyorsak, bu yaraların iyileştirilmesi gerekir. Bunun için de bilimsel yollarla ilerlenecek, hakikatleri ortaya çıkartacak, doğru çözümler üretecek içinde bizim de yer alacağımız bir komisyonun kurulması gerektiğini düşünüyorum.”

“Cumartesi Anneleri”nden Maside Ocak Kışlakçı, ağabeyi Hasan Ocak’ın yıllar önce gözaltına alındığını, ilgili tüm kurumlara başvurduklarını, 58 gün sonra Adli Tıp Kurumu’nda ağabeyine yapılan işkence izlerinin bulunduğu cansız bedenine ait fotoğraflara ulaştıklarını anımsattı.

Kışlakçı, cezasızlığa son verecek düzenlemeler için bu komisyonda gerekli adımların atılmasını istediklerini söyledi.

“30 YILDIR BABAMI ARIYORUM”

Besna Tosun ise babası Fehmi Tosun’un 19 Ekim 1995’te Avcılar’daki evlerinin önünde beyaz bir araçla kaçırıldığını ağlayarak anlattı.

Tosun, “Babam zorla kaybedildiğinde 35 yaşındaydı, ben 11 yaşındaydım. Bugün 30 yıldır babasına mezar arayan bir evlat olarak buradayım.” dedi.

Besna Tosun, aile olarak yıllardır bütün resmi makamlara başvurduklarını ancak ne babası Fehmi Tosun’dan ne de aynı gün kaçırılan babasının arkadaşı Hüseyin Aydemir’den haber alamadıklarını anlatarak, şunları kaydetti:

“Gözaltında kaybetmeler başta olmak üzere insanlığa karşı suçlar zaman aşımına uğratılamaz. Failler yargı önüne çıkarılmalı. Yalnızca mağdurların adalet talebini karşılamakla kalmaz. Aynı zamanda toplumsal güveni yeniden tesis eder. Geride kalanlar için adil onarım. Yaşanan kayıplar ve travmalar için onarıcı politikalar hayata geçirilmelidir. Kamusal ödül, anma alanları, hatırlama mekanları bu sürecin birer parçası olmalıdır. Galatasaray Meydanı gibi. Kurumsal reform. Hak ihlallerine zemin hazırlayan ve suistimallere göz yuman güvenlik, yargı ve idari yapılar yeniden yapılandırılmalıdır. Demokratik denetim mekanizmaları güçlendirilmelidir. Toplumsal diyalog ve katılım. Barış süreci toplumun tüm kesimlerini kapsayacak şekilde yürütülmelidir. Şiddete maruz kalanlar, kadınlar, sivil toplum, yerel inisiyatifler bu sürecin aktif özgürlüğü haline getirilmelidir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesinin kararları uygulanmalı. Galatasaray Meydanı’ndaki keyfi yasaklara son verilmeli. Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunun alt komisyonu olarak gözaltında kayıpları araştırmak üzere Hakikat Komisyonu kurulmalı. Bütün kayıp yakınları dinlenmeli. Devlet gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul etmeli, resmi özür dilemeli. Gözaltında kaybedilenlerin akıbetleri açıklanmalı. Onlardan geriye kalanlar ailelerine uygun bir şekilde teslim edilmeli. Gözaltında kaybetme suçunun fail ve politik sorumlularını koruyan cezasızlığa son verilmeli, adalet sağlanmalı.Türkiye’yi imzalamaktan kaçındığı Birleşmiş Milletler, bütün kişilerini zorla kaybedilmeden korunmasına dair sözleşme ile Uluslararası Ceza Mahkemesini kuran Roma statüsünü imzalamalı, onaylamalı, uygulamalı. Burada kısa bir not düşmek istiyorum.”

“GENCECİK EVLATLARIMIZ DEĞİL DE SİLAHLARI TOPRAĞA GÖMELİM”

9 Temmuz 2000 yılında ölen Nesrin Teke’nin annesi “Diyarbakır Barış Anneleri”nden Nezahat Teke ise “Analar ağlamasın, silahlar sussun, evlatlarımız ölmesin. Bunu söylerken sadece Kürt anneleri için demedik. Hem Türk ve Kürt anneleri için söyledik. Çünkü anne annedir.” dedi.

“Barış Anneleri”nin yıllardır aynı talepleri dile getirdiğini aktaran Teke, “Yirmi beş yıldır hep söyledik, analar ağlamasın, silahlar sussun, evlatlarımız ölmesin. Bunu sadece Kürt anneleri için demedik, Türk anneleri için de dedik. Çünkü anne annedir, acının dili yoktur.” ifadelerini kullandı.

Kendi kızının 19 yaşında yaşamını yitirdiğini anlatan Teke, “Kızım kendini yakarak tecridi protesto etti. O günden beri kızımın yanan saçının kokusu hala burnumda. Biliyorum, barış gelse kızım geri dönmeyecek. Ama söz verdim, başka analar ağlamasın diye mücadele edeceğim.” diye konuştu.

Annelerin talebinin yıllardır aynı olduğunu vurgulayan Teke, “Bu acılara son vermeniz gerekiyor. Bu savaş ne zamana kadar sürecek? 50 yıldır sürüyor. Hani isterse savaş deyin, isterse çatışma deyin, ne derseniz deyin. Ama sonlanması gerekiyor.” dedi.

Cezaevlerinde hasta tutuklular bulunduğunu da anımsatan Teke, “Ölüme karşıyız. İnsanlar ölmesin. İnsanın dini, dili, ırkı, kimliği ne olursa olsun. Benim için insan insandır. Buna karşı durmamız gerekiyor. Çözüm için ne yapmamız gerekiyorsa onu yapalım. Taşın altına koymaksa elimizi değil, gövdemizi taşın altına koymaya hazırız.” ifadelerini kullandı.

“Barış Annesi” olarak bilinen Türkiye Bozkurt, barış için hep mücadele ettiklerini söyledi. Savaş ve barışı annelerden sormak gerektiğini kaydeden Bozkurt, “Patlayan mermiler annenin ciğerine geliyor. Biz kitaplarda okumadık, yaşadık. Biz 4 bin köyün yakılmasını, faili meçhulleri gördük. Biz gözyaşlarımızı tutamadık.” dedi. Bozkurt, cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ile hasta tutuklu ve hükümlerinin tahliye edilmesini istedi.

“Barış Annesi” Rebia Kıran, bu süreci desteklerini aktardı. Kıran, “Barış bir suç değil. Altın tahttır. Bu Meclis, bu altın tahta sahip çıkarsa Türkiye gülistanlık olur.” dedi. Adalet istediklerini belirten Kıran, “Kürt-Türk birlik olsa bütün dünya ayağımıza gelir. Türkiye kimsenin ayağına gitmez.” ifadesini kullandı.

Fotoğraf, AA tarafından servis edilmiştir.



Source link

Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu, TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığında 5. toplantısını gerçekleştirdi.

Kaynak: CNN Türk

  • Related Posts

    SON DAKİKA Rusya, İngiliz kuruluşların temsilcilerine yönelik yaptırım listesini genişletti Detaylar…

    Bakanlıktan yapılan açıklamada, İngiltere’nin, Rusya’ya karşı çatışmacı ve Rusya’yı “şeytanlaştıran” adımlarını sürdürdüğü belirtildi. İngiltere’nin uluslararası alanda “kurmaca” bilgilerle Rusya karşıtı söylemler geliştirmeye devam ettiğine işaret edilen açıklamada,…

    SON DAKİKA Fed faiz kararı ne zaman açıklanacak? Piyasalarda faiz kararı beklentisi ne yönde, Fed ne zaman faiz indirimi yapacak? Detaylar…

    PİYASALARDA FAİZ İNDİRİMİ BEKLENTİSİ SÜRÜYOR Analistler, Fed’in yılın geri kalanında atacağı adımlara ilişkin fiyatlamalarda görülen belirsizliklerin Powell’ın açıklamalarının ardından azalmasının tahmin edildiğini kaydetti. Para piyasalarında Fed’in eylül…

    Bir yanıt yazın

    E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir